Muş Evlilik Sitesi
Muş Evlilik Sitesi, evlilik sitemizde Muş Evlilik Sitesi başlıklı ilanımıza inceleyebilirsiniz… Muş Evlilik Sitesi başlığı ile arkadaş arayanın detayları..
Muş Evlilik Sitesi
Muş’ta evlilik bir başkadır. Muşa Gidipte Kahvede Oturup 2 Muhabbet etmeden donmemek gerekır.
Sitemizde Muş kanalına giderek Muşlu İnsanlarla evlilik etmenın Keyfini Çıkarabilirsiniz.
Muştan Bay Ve Bayanlarla Tanışıp Yeni Dostluklar Edinebilirsiniz.
İsterseniz Global Kanallarımıza Girip Turkiyenin 4 Bir Yanından İnsanlarla Muhabbet edebilirsiniz.
Muş Türküsü ile ilgili yapılan bazı araştırmalar neticesinde aşağıda bulunan bilgiler elde edilmiştir.
Kaynak: Muş Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk her söylenişinde göz yaşlarını tutamayarak “Anadolu çocuklarının ne işleri vardı Yemen çöllerinde? Oraya gönderildiklerinde belki yeni evliydiler. İçlerinden birinin şansı yaver gider de geri dönebilseler kendisi ve eşi yaşlanmış, çocuğu kızsa gelinlik çağa gelmiş, erkekse koskoca delikanlı olmuş bulurdu. Bütün bunlar ne içindi? Yazık günah değilmiydi evlatlarımıza? “dediği Muş Türküsü ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadan “Yemen Türküsü” adıyla Yemen’e mal edilerek, türküde geçen “Burası Muştur…”kısmının “Burası Huştur…”diye söylenmesi ile Kamu oyu yanlış bilgilendirilmektedir.Oysaki kamu yayıncılığının temsilcisi ve devletimizin en saygın kuruluşlarından olan TRT arşivleri incelendiğinde;
Kaynak Kişi : Duriye Keskin (Mahalli Sanatçı)
Derleyen : Muzaffer Sarısözen
Notaya Alan : Muzaffer Sarısözen
TRT Repertuar No : 341
bilgileri bulunmaktadır.Muş ve etrafında ilki 1944 senesinde Türk Halk Müziğinin babası ve TRT Yurttan sesler programının yapımcısı rahmetli üstad Muzaffer SARISÖZEN başkanlığında Bedii YÖNETKEN ve teknisyen Rıza YETİŞKEN ‘den kurulu ekipçe,ikincisi ise 1961 senesinde Mustafa GECEYATMAZ,Fikret OTYAM ve teknisyen mücahit KÜÇÜK BARAN’dan bir araya gelen ekiplerce resmi derleme çalışmaları yapılmıştır.Ayrıca,Ankara üniversitesi(tömer)”Dil Dergisi”nce,aslen Muş’lu olan Mülkiye Müfettişi sayın nuri YAMAN’ın incelemelerina yer verilerek,şu biçimde yayınlanmıştır,
YEMEN’E GİDENE AĞLIYOR KIZLAR
Nuri YAMAN *
Acılı,elemli ve yaslı bir türkünün öyküsüdür bu.
Tarihi bilinmez. Aslını söylemek gerekirse bilinir de herkes kendine göre değişik bir tarih söyler. Ama biz olayın gerçek yüzünü olaya yaşayan ve anlatanların diliyle türküyü dönüştürüldüğü şekiliyle anlatalım. Anlatılanlara göre o tarihte osmanlı yemen çöllerinde zorlu bir savaşa tutulmuştur.divanlar kurulur,savaş ve şartları haftalar boyu tartışılır durulur.sonunda çözümün yemen ellerine vilayetlerden birinde oluşturulacak bir alayla gidilmesinin olabilecek olduğuna karar verilir.Düşünülür ki;bir tek vilayetten birlik oluşunca bunlar hep akraba ve hısım olacakları için birbirlerine bağlılığı ve dayanışmaları ile savaş alanında kaçmaları söz konusu olamaz.Haberler salınır.Osmanlının dört bir yanından uzun beklemelere karşın istekli çıkmaz bu oluşuma.Aslını söylemek gerekirse istek olmasına olurda osmanlının istediği gibi olmaz.değişik vilayetlerden çıkan bu gönüllü sayısıda yeterli olmaz.
Bu arada Muş’dan Bulanık,Malazgirt ve Varto’dan bir ses yükselir osmanlıya;”hepimiz varız,gönüllüyüz Yemen çöllerine gitmeye”
Osmanlıya haber iletilir.Yetkililer bakar sayı yeterli,karar verilir ve yemen çöllerine Muş’dan oluşturulanbir redif alayı gönderilir.Yemen’E gidilmesine gidilir ama,hiçbiride geri dönmez.işte bu türkü gidipte gelemeyen o isimsiz kahramanlardan Muş’a kalan sevgilisinin sesi,özlemi,elemi ve de acısıdır.
Havada bulut yok bu ne dumandır
Mahlede ölüm yok bu ne şivandır
Bu yemen elleri ne de yamandır
Ano Yemen’dir gülü çemendir
Giden gelmiyor acep nedendir
Burası Muş’tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir
Mongokun suları ovaya akar
Ağam asker olmuş yüreğim yakar
Gözlerim kan çanak ağama bakar
Gider isem ağam sana köleyim
Cemalin bir gülsün ben de geleyim
Yemen çöllerinde senle öleyim
Şafağın atmışta terkisin bağlar
Yavuklunun oturmuş için kan ağlar
Hasretin dayanmaz bostanlar bağlar
Saçımın telini edem hedayet
Günahım yoğtur ki dilem nedamet
Muş’tan başka yoğmu burda velayet
Kışlanın önünde çalınır sazlar
Gözlerim ağlıyor yüreğim sızlar
Yemen’e gidene ağlıyor kızlar
Tez gel ağam tez gel eğlenmiyesin
İngiliz hayındır güvenmeyesin
Arap dilber çoktur evlenmiyesin
Karasu uzanır sıra söğütler
Yüzbaşım oturmuş asker öğütler
Yemen’e gidiyor baba yiğitler
Kışlanın önünde redif sesi var
Açın çantasına bakın nesi var
Bir çift potin ile birde fesi var
Tüfekler çatıldı kaşlar çatıldı
Ağam mavzer-ilen öge atıldı
Alkanlar içinde kuma yatıldı
Tez gel ağam tez gel dayanamirem
Uyku geflet basmış uyanamirem
Ağam öldüğüne inanamirem