Canım, Sevdiğim, Yüreğim, evliliğim
Canım, Sevdiğim, Yüreğim, evliliğim, evlilik sitemizde Canım, Sevdiğim, Yüreğim, evliliğim başlıklı ilanımıza inceleyebilirsiniz… Canım, Sevdiğim, Yüreğim, evliliğim başlığı ile arkadaş arayanın detayları..
Canım, Sevdiğim, Yüreğim, evliliğim
Herkese Merhabalar. Sizi görmek güzel bir gün. Hayal ediyorum. Benim adım Diana Eka Putri, dostlarım bana Didi yahut Putri diyor. 25 yaşındayım ve Endonezya’dan geliyorum. En önemlisi ben Müslüman olduğum. Hobilerim yüzmek, kitap okumak, deniz kenarında uzanmak ve yürüyüş yapmak. Endonezya’daki Surabaya Devlet Üniversitesi’nde Alman edebiyatı okudum. Şimdi Turkiye’da ülkeler arası bir ofiste Almanca öğretmeni olarak çalışıyorum.
Ne arıyorum? Bana Birevlilik.Com aracılığıyla bir ortak alım yapacağını söyleyen arkadaşım var. Bunu dört gözle bekliyorum. Sonra da ciddi ilişkilerle ilgilenen yaşam ortakları arıyorum. Ben de arkadaşlık arıyorum.
Göz rengim: kahverengi
Saç rengim: kahverengi-siyah
Rakam: hemen hemen
Ağırlığım: 51-55 kg (1,3 – 121,3 lbs)
hayat
Medeni durumum: bekar
Diyetim: Beni sağlıklı ye
Sigara içme durumum: Hayır, asla
Alkol içer misin? Hayır.
Anadilim: diğerleri
Kendi hanehalkı: Ailemle yaşa
Çocuklarım: Çocuğum yok
Çocuk sahibi olma arzum: Evet
Eğitim düzeym: üniversite
Mesleğim: çalışan
Mesleğim: eğitim
1. Yabancı dil: Almanca
2. Yabancı dil: İngilizce
Diğer dil: Diğer
Kişiliğim: şakali
din
Benim payım: göstermek istemiyorum
Uygulamam: Pratik yapmak
Sakalınız var mı yoksa sakal mı arıyorsunuz?
Duanım: günde beş kez
Orucum: evet orucum
Kur’an okuyor musun?
Hacım: Tanrı istekli
Yemeğinizdeki bileşenlere dikkat ediyor musunuz?: Evet
Dönüştürüldünüz mü?: Hayır.
Aile değerleri: orta
İlgi
Favori seyahat yerlerim: plaj, spor tatili, aile tatili, şehir gezisi, deniz gezisi
En sevdiğim edebiyat: uzman edebiyatı, roman, dünya edebiyatı, tarih
Hobilerim: edebiyat, sinema, spor, yazı
Alışkanlıkları
TV alışkanlıkları: haberler, komedi, sinema, dizi, şovlar
Çağın toplumu için nasıl insanlar istiyoruz? Nasıl insanlar İSTEMİYORUZ?
Bu iki soruda demokrasinin dinamiği yönünden fark var.
Her şeyi bildiği halde hiçbir şeyi düzeltemeyen insanlar istemiyoruz.
Kendi düşüncesi olmayan, kendi yargılarına güvenmeyen, durmadan, sabahtan akşama, düşünce, yargı ve oy değiştiren insanları istemiyoruz. Düşünce, karar ve eyleminde kararlı insan istiyoruz.
Toplum içinde, orman içinde tek başına yaşar gibi yaşayan insanlar istemiyoruz.
Özverinin, hoşgörünün, cesaretin, eyleme dönük sevginin, en geniş anlamda canlı severliğin onandığı bir ortam ve bu ortama yetişen ve bu değerlerle donanımlı insan istiyoruz.
Araştırmacı insan istiyoruz.
Başkalarının fikir artıklarıyla, sloganlarıyla beslenen, dar görüşlü, ezberci insanlar değil istediğimiz.
Araştıran, bilgilerine güvenen ve sentezleyen, fikir üreten, hüküm veren insan istiyoruz.
Yaratıcı insan istiyoruz.
Yaratıcılık değerleri bastırılmamış, özgürce geliştirilmiş insan istiyoruz.
Sıradan olmak üzere yetiştirilmiş insan sürüsü istemiyoruz. Sıradışı, geliştiren, üreten, yaratan insan istiyoruz.
Bütün bunları uygulamak için hangi kulisleri yapıyor, hangi oyunları oynuyoruz?
Hangi eğitim programını uyguluyoruz?
Bu insan modelini yetiştirmek üzere ne kadar teşkilatlanabilinmekte?
Eğitmenleri nasıl ve ne ölçüde bu normlarda yetiştirebilinmekte?
Milyonlar birbirlerini ve içinde yaşadıkları doğayı sevsinler diyoruz. Bu sözler, bu huysuz ve sığ toplumda ne kadar yer bulabilecek?
Sevmenin insan vücuduna bıraktığı fizyolojik haz, insanlara nasıl öğretilebilecek?
Nefretin, kinin, kötülüğün, mazoşizmin insan vücuduna verdiği kirli haz, kendi benliğinde nasıl ıstıraba döndürülebilecek?
Öğretim sistemimiz öğrencilerden düşünmeden, hissetmeden, ezberleyen, gönüllü kullar yetiştirmeye programlanmış.
Sağda veya solda, zihin labirentlerinde daha kavramları bile olgunlaşmamış, ilkokul, ortaokul yaşlarındaki çocuklarımızın, bütün çocuklarımızın, kısır siyasi sloganlarla şartlandırılmasını istemiyoruz.
Gelişmeye açık kafalarının dar siyasi hücrelere kapatılmasını, düşüncelerinin kısırlaştırılmasını istemiyoruz. Siyasi düşünce artıklarıyla, dar görüşlerin esiri olmasını istemiyoruz.
Geniş ufuklu, demokratik düşünceye saygılı, çağın eğilimini geniş perspektif içinde yakalayabilen, özgür düşünceli insanlar olarak yetişmesini istiyoruz.
İleri ve bilinçli toplumlar, çocukların hangi görüşten olursa olsun, siyasi şartlandırılmasına şiddetli tepkiler gösteriyor. Her türlü siyasi şartlandırılmayı gelişmekte olan olgunlaşmamış beyinlere çekilen bir set, vurulan bir kilit olarak değerlendiriyor.
Duyarlı bir toplumun, toplum değerlerine hassas insanını istiyoruz.
Değişen ve yeniden şekillendirilen bu dünya çapında aileden başlayarak, eğitim programında ve en önemlisi kafalarda ciddi değişiklikler gerekiyor.
Değişen ve yeniden şekillendirilmeye çalışılan ve adı halen konmamış bu Yeni Çağda insanın yeniden kendini sorgulaması gerekiyor.
Bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin…
Bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan…
Bazı zaman bir yumrukta yıkacak kadar kuvvetli,
Bazı zaman bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni mevcuttur…
Hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu.
Hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi.
Güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim.
Damla damla birikiyor insan.
Damla damla sevgili…
Bir gün akıp gideceğiz hayata…
Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin.
Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur…
Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde.
Yılmaz Güney